Şimdi sizi kıvır kıvır saçları olan minik bir kızla tanıştıracağım. adı, Deniz. en yakın arkadaşı ise Tilki Toni. Deniz ile Tilki Toni'nin öyle güzel maceraları var ki doyamayacaksınız... Bu ayki Star Kitap Eki'nde İyi ki Varsın Tilki Toni serini yazan Hafize Çınar Güner ile konuştum. Keyifli okumalar...
Tam
uyumak üzereydi ki dolabının içinde bir tıkırtı duydu. Tık… Tık… Tık…
Sanki
bir şey dolabının içinde geziniyordu. “O olmalı!” dedi deniz. “Mutlaka odur!”
Deniz’in
olağandışı, olağanüstü, harika, inanılmaz sevimli ve dünyada bir eşi, benzeri
olmayan yeni arkadaşı böyle duyurdu kendini. Sonrasında ise Deniz ile Tilki
Toni’nin sımsıcak, eğlenceli, sürprizlerle dolu maceraları başladı.
Kelime
Yayınları’ndan çıkan İyi ki Varsın Tilki
Toni adlı serinin yazarı Hafize Çınar Güner. 38 yaşındaki Güner 1999
yılandan bu yana yaratıcı drama alanında çalışıyor. Drama atölyelerinde çocuk
edebiyatından beslenen Güner, İyi ki
Varsın Tilki Toni serisinde minik Deniz’in başından geçen maceraları
anlatıyor. Hafize Çınar Güner ile yeni kitaplarını ve çocuk edebiyatı
serüvenini konuştuk…
Çocuk kitapları yazmaya başlamanız nasıl
oldu?
Bir
sanat eğitimcisi olarak çocuklarla yaptığım yaratıcılık atölyelerinde sıkça
çocuk edebiyatı eserlerini kullanıyorum. Her seferinde onları yeni bir eser ve
yazarla tanıştırmak ya da bildikleri bir eserden yola çıkarak yaratım
süreçlerinde bulunmalarına olanak vermenin okuma kültürü adına çok olumlu
katkılar sağladığını düşünüyorum. Çocuk edebiyatı konusunda geçen sene Prof.
Dr. Sedat Sever’in derslerini takip ettim. Elimden geldiğince çocuk yazınını
takip etmeye ve çocukları nitelikli eserlerle buluşturmaya çalışıyorum. Tüm
bunları yaparken de onların neleri takip ettikleri, ne okudukları, ne
izledikleri ve neye güldükleri de benim için önemli. Çoğu zaman onların kendi
özgün öykülerini, şiirlerini, masallarını oluşturmalarını sağlıyorum. Onlarla
eğitim için tiyatro metinleri oluşturuyorum. İşte tüm bunları yaparken benim de
kendimi bir yazma süreci içinde bulmam kaçınılmazdı sanırım.
Çocuklarla çalışmak size ne katıyor?
Sanırım
sürekli yeni sorular sormayı, merak etmeyi, ayrıntıları daha iyi fark etmeyi
sağlıyor. Hayatın acı yanı sıra bir de umutlu yanını bana hatırlatıyor.
İyi
ki Varsın Tilki Toni serisinde Deniz’in maceralarını anlatıyorsunuz. Bu kitapları
yazmaya başlamak nasıl oldu?
Tilki
Toni ile tanışmam Deniz’inkine çok benziyor aslında. Okuldaki dolabımın içinde
resim kağıtlarım azalıyor, kahvem çabucak bitiyordu. Dolabımın içine ne kadar
toplu tutmaya çalışsam da her seferinde dağınık buluyordum. Derken bir
akşamüstü birinin şarkı mırıldandığını duydum ve biri Tilki Toni’den başkası
değildi. Norveç’e konferansa giden bir öğretmenin çantasına atlayıp gelen bu
sevimli dost, önce benim sonra da öğrencilerimin hayatına girmiş oldu. Tilki
Toni ile birinci sınıflar için problem çözme ve ilişki yönetimi üzerine bir
proje geliştirip senelerce bunu uyguladık. Öğrencilerim empati kavramı
konusunda farkındalık kazandılar. Yaptığımız bu çalışmayı birçok ulusal ve
uluslararası platformda sunduk. Öğrencilerim onu çok sevdiler. Şu an sekizinci
sınıftaki öğrencilerim benim adımı unutup hala onu soruyorlar. Derken Tilki
Toni’nin daha çok çocukla buluşması fikri doğdu.
Kitaplarınızdaki hikâyeleri yazarken kendi
çocukluğunuzdan da ilham alır mısınız? Kitaptaki Deniz karakteri kendi
hayatınızdan biri mi?
Şüphesiz
birebir olmasa da öyledir. Öğrencilerim bu karakter için model oluşturmuş
olabilir. Sanırım farkında olmadan kendi hayatımdan ilham alıyorum. Baksanıza
Deniz de gözlüklü benim gibi! Çizerle yüzyüze hiç tanışmamış olmamıza rağmen
Deniz karakterini bana benzeten çok sayıda arkadaşım oldu.
Hayvanlar pek çok çocuk kitabının temel
öğeleridir. Sizin kitabınızda da hayvanlar var, Tilki Toni başrolde. Özel
olarak tilkiyi seçmenizin bir nedeni var mı?
Okulumda
her sene hayvan hakları konusunda duyarlılık oluşturmak için ‘Dostlarımız’ adlı
bir proje yürütüyorum. Hayvanlar doğanın bir parçası ve asla bizim buyruğumuzda
değiller. Sanırım bu duyarlılığımdan
ötürü karakterim bir hayvan ve Deniz’de hayvan sevgisi olan bir çocuk. Zaten
büyüdüğünde de hayvan psikologu olmak istiyor. Genelde tilki karakteri kurnaz
olarak çizilir kitaplarda ama bizim Tilki Toni farklı. Bunu bir okurum çok
güzel ifade etmiş. Biz de kitabın ark kapağın aldık. Demiş ki; “Tilki Toni hayatımda gördüğüm en güzel
tilki. Hem kurnaz değil hem de dost canlısı.”
Çocuklar ayrı bir birey olarak görülmeli
Aynı zamanda çocuklar için yaratıcı drama
atölyeleri üzerine çalışıyorsunuz. Kelime Çocuk Oyunları Atölyesi’nde neler
yapıyorsunuz?
Kelime Çocuk
Oyunları Atölyesi, Kelime Yayınları bünyesinde iki yıl önce kuruldu. Bu
atölyenin amacı çocukların düş ve düşünce dünyasına seslenerek onları nitelikli
çocuk kitaplarıyla buluşturmak. Bunun için tiyatroyu bir araç olarak
kullanıyoruz. Edebiyattan tiyatroya uyarlamalar yapıyoruz. İlk olarak geçen
sene kitapları dünyada pek çok dile çevrilmiş olan ünlü Amerikalı yazar Arnold
Lobel’in Kurbağa ve Murbağa
dizisinden iki öyküyü oyunlaştırıp çocuklarla buluşturduk. Bu sene ise çocuk
edebiyatına kült eserler kazandıran Alman yazar Janosch’un Haydi Gel Bir Hazine Bulalım adlı kitabını sahneye taşıdık.
Oyunlarımız okullarda, kitap fuarlarında, tiyatro festivallerinde çocuklarla
buluşuyor ve çocukları eğlendirirken aynı zamanda onları kitap hakkında
düşündürüyor, yazarın diğer öykülere ilişkin merak uyandırıyor. Böylelikle
çocuk ile kitap arasındaki iletişimi kurularak okuma kültürü edinme sürecine
katkı sağlanıyor.
Ebeveynlere çocuklarıyla keyifli ve
dolu vakit geçirmeleri için neler önerirsiniz?
Öncelikle
çocuklarını tanımalarını ve onları ayrı bir birey olarak görmeleri gerektiğini
düşünüyorum. Çocuklarla keyifli ve dolu bir vakit geçirmek sonrasında çok kolay.
Sadece boş bir plastik şişeyle saatlerce eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. O
şişe sizin dürbününüz olup okyanuslara da açılabilirsiniz ya da onun nasıl
doğada yok olmadığına dair bir dedektif de olabilirsiniz. Mesele sanırım
çocuğun diliyle, oyunca konuşmak ve onunla vakit geçirirken tüm işlerimizi bir
kenara bırakıp onunla olmak. O “an” da olmak.